Bu yazıyı okuyanlar büyük ihtimalle bu
özelliklerden de haberdardır. Dediğim gibi amacım, okuduğum ve gözlemlediğim
kadarıyla ‘özet geçmek’... Yeni nesil içeriğin özellikleri:
Paylaşılarak
yayılabilir nitelikte
İlk şart tabii ki paylaşılabilir olması. Bunun
da net bir formülünü bilmiyoruz. Formülü bilen adam şu anda muhtemelen çelik
kasasındaki paraları saymakla meşguldür… Bilinen şey; okuyan / izleyen kişinin
bir içeriği paylaşırkenki ana motivasyonunun, çevresinden takdir görmek
olduğu. “Bakın ben ne komik şeyler izliyorum, bakın ben ne ilginç şeyler
izliyorum, bakın ben ne kadar duyarlıyım ve sizin için faydalı biriyim…”
Kolay
ulaşılabilir ve kolay tüketilebilir
İçerikle okurun / izleyicinin arasına engeller
koymaktan vazgeçmeliyiz. Onu bir saniye bile oyalamamız mecradan çıkıp gitmesi
için yeterli. İlk bakışta konuyu anlayabilmeli.
İlginç,
ilgi çekici, eğlenceli
Bir markanın, yılın ilk çeyreğinde elde ettiği
kârı anlatan basın bülteni haberinden tutun bir atama haberine kadar tüm
haberler ufak dokunuşlarla daha ilginç bir hale getirilebilir. Bu arada, nostalji her
zaman ilgi çekici ve eğlencelidir.
Faydalı,
bir derde derman olan
Bilgi herkese lazım. İnternette herkes bir
derdine derman arıyor. Arama motoruyla senli benli konuşacak kadar samimi olmuş
insanlarız sonuçta. Örneğin “nasıl” sorusuna cevap veren içeriğin gönüllerdeki
yeri her zaman sağlamdır.
Kısa
cümleler, kısa paragraflar, kısa videolar…
Aslında bu yeni bir şey değil. Yıllar önce,
daha internet bu kadar coşmamışken, okuldaki habercilik derslerimizde de bunlar
vurgulanıyordu. Karşımızda oldukça tezcanlı ve çabuk sıkılan genişçe bir kitle
var.
Yalın,
samimi ve dürüst
Metinlerde soğuk ve resm cümleler anlatım
açısından çok da iyi bir şey değil. İyi olan; biraz samimiyet, biraz
–becerebildiğimiz kadarıyla- mizah...
Başlık ve içerik uyumu, yani vaadedilenle
gerçekte varolanın uyumu çok önemli. İçerik tüketicisi ‘kandırılma hissi’
yaşarsa intikamı acı olabilir.
Özet
niteliğinde
“Arkadaş, bu Merkez Bankası önemli bir şeyler
açıkladı ama ben o kadar şeyi okuyamıyorum. Okusam da anlayamam, bi
toparlayıverin” diyen binlerce kişi vardı geçtiğimiz haftalarda. İnsanların
zamanı kısıtlı, hayat hızlı. Hap bilgiyle ayakta duran milyonlarca kişi var.
Akıllı telefonundan 10 bin vuruşluk bir yazıyı okumaya çalışan zavallıları
düşünün.
Listeler
İçeriği liste şeklinde sunmak, son dönemde
yapılan en dikkat çekici işlerden biri. Yine yukarıdaki akıllı telefonlu
garibin halini düşünün… Liste sitelerinin trafikleri, paylaşım oranları da
ortada.
Fotoğraf,
görsel
Video içeriğinin patlayacağı konuşuluyordu ama
patlayan görsel oldu sanırım. Twitter’da milyon takipçisi olan ve sadece görsel
paylaşan onlarca hesap var. Görselli Facebook iletilerinin daha çok
paylaşıldığını zaten söylemeye bile gerek yok… Caps ve Gif’leri buna
ekleyebiliriz.
Derleme
İçerik küratörlüğü, önümüzdeki dönemde en çok
konuşacağımız konulardan biri. Farklı kaynaklardan, konulardan derlenmiş
içeriğe ihtiyaç duyuluyor. Yukarıdaki ‘özet’ maddesi gibi düşünebiliriz.
Ortak
hislere dokunan, hikayesi olan
“Aa aynı ben, ee bu sorunu ben de yaşamıştım,
vay be” gibi cümleler kuran kişi muhtemelen üç vakte kadar o içeriği
paylaşacaktır.
Etkileşime
açık
Bu da hepimizin malumu. Yaşayan, konuşan ve
gelişen içerikler… Bu arada evet, bu içerik de gelişime açık. Muhakkak
eksikleri vardır.
Durum böyle. İyi veya kötü demiyorum ama yeni
nesil içerik tüketicisiyle iyi geçinmek için bu maddelerin en az yarısını sağlamak
şart.
Yazı ilk olarak Turkcell Blog'da yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder