Radikal sadece dijitalde
"Radikal kapatılacakmış" dedikodusunu ilk duyduğumda sene kaçtı, hatırlamıyorum bile. Son dönemde bu dedikodu daha sık karşımıza çıkmaya başlamıştı ki, 13 Haziran 2014'te Radikal'in yoluna dijitalde devam edeceği duyuruldu. Yapılan açıklamada "Radikal, ruhu ve aklıyla aynı Radikal" deniliyordu ama sonrasında, imrenerek baktığımız pek çok muhabirin işten çıkarıldığını veya Hürriyet'e kaydırıldığını gördük.
WSJ Türkiye'den çıkma kararı aldı
The Wall Street Journal, Türkiye'ye 2013'ün nisan ayında gelmişti ama 2014'ün kasım ayında sitenin kapatılacağı açıklandı. "Rupert Murdoch'ın başkanlığındaki News Corporation'ın bir birimi olan Dow Jones & Co.'ya bağlı olan WSJ..." diye başlayan cümleler okudum o süreçte. Ve "bu holdingler moldingler ne acayip şey ya" diyen mahalle kasabı gibi oldum. İşin boyutunu hesaplayamadım bile. Gözümde hemen Hollywood filmlerindeki gibi bi sahne belirdi: Amerika'da bir gökdelenin puro dumanıyla kaplı odasında, bol botokslu asabi suratıyla ihtiyar bi abi "WSJ olarak Türkiye'de site mi açmışız? İlginç. Kapatın gitsin" diyor filan.
Şaka bi yana, yıllardır ağızlara sakız edilen "kağıt gazeteler ölüyor, her şey internetlerde olacak" geyiğinin de sorgulanması gerektiğini gösterdi bu olay. Gazete ve dergilerin tek problemi 'basılı' olması değil.
Al Jazeera nihayet yayında
Ama beklenildiği gibi televizyonda değil, internette... Al Jazeera'nin Türkiye'de haber kanalı açacağı duyurulmuştu ama 'o iş biraz karışık'. Kanal yerine, 22 Ocak 2014'te AlJazeera.com.tr yayına girdi. Çok da güzel oldu. Belgeselleriyle, dijital dergisiyle, sakin üslubuyla -en azından benim- bir numaralı haber kaynağım oldu. Özellikle dergisi on numara. Bikinili kadın galerileri yok, o büyük bir eksiklik tabii.
Al Jazeera Turk Dergi |
Ntvmdsjhjdfhj değil
Ntvmsnbc.com artık ntv.com.tr olarak yoluna devam ediyor. Bunu da, yeni ve ferah tasarımıyla birlikte 2014'ün son günlerinde duyurdu.
ntv.com.tr |
Diken yaramazlara batar
Siyasi duruşunu bir kenara bırakıyorum elbette ama diken.com.tr internet haberciliğine yeni bir soluk getirdi. "9 Soruda", "Günün 11'i" gibi bölümleriyle, günümüzün derlemeci okur kitlesine göz kırpıyor.
Google haber sitelerinin kulağını çekti
Haber sitelerine uygun bir başlık yazdım, evet... Minik SEO çakallıklarıyla trafik ve sayfa gösterimi almayı ilke edinmiş anlı şanlı haber siteleri, 16 Eylül'de Google tarafından engellendi. Fazla uzun sürmeyen bu küçük uyarı, umarım trafik uğruna yapılan rezilliklerin birazcık da olsa önüne geçer. Haber sitesi yöneticileri niye kendilerini bu kadar küçültüyor, markalarına hiç mi acımıyor bilmiyorum. Alışkanlık haline getirilmiş çakallıklar, şimdi yazarken bile midemi bulandırıyor. 70 yıllık gazetesin sen, "dizi izle, yabancı dizi izle, Recep İvedik full izle" diye ergen gibi trafik çekmeye utanmıyor musun?
Öte yandan haber sitelerinin kandırmacalı başlıkları, seksi kadın galerileri, yalan haberleri tam gaz devam etti. Site yöneticileri de, oralara reklam veren marka yöneticileri de, bir başlıkla veya tweet'le kandırılan okurlar da hallerinden memnun. Yapacak bir şey yok.
Hürriyet Sosyal
Yüzyıllardır yatan diğer medya gruplarının aksine, Doğan grubu yine yenilikleri aradı, bir şeyler yapmaya çalıştı. Ama her zamanki gibi bir yerlerde yanlış yaptı. Veya yanlış anlaşıldı. Hürriyet Sosyal de bunlardan biriydi ve zaten fişlenme konusunda hassas bir dönemden geçen internet aleminden "asıl niyetiniz bizi fişlemek" şeklinde tepkiler aldı. Ben henüz kullanmadım, eksikliğini de hissetmedim açıkçası. Demek ki hiçbir köşe yazarı, yazısını okuyabilmek için uzunca bir form doldurup kişisel bilgilerimi verecek kadar kıymetli değilmiş benim için. Kısmet.
Yeri gelmişken, Doğan grubunun yenilikleri aradığını, trendleri yakalamaya çalıştığını söylemiştim ama sanırım bu grubun sorunu 'yaptıkları her şeyi bir devrim olarak sunmaları'. Her yeniliği o kadar coşkulu, o kadar büyük büyük cümlelerle, o kadar büyük törenlerle açıklıyor ki; sonrasında karşımıza çıkan ürün bizi bir türlü tatmin etmiyor. Her şeyde mi dünyayı değiştiriyorsun arkadaş? Az sakin...
Yeni nesil içerik sitelerinin yükselişi
Bu tanımlama da doğru mu emin değilim ama daha mantıklı bir tanıma rastlamadım. Trafiğini sosyal ağlardan (özellikle Facebook'tan) alan Onedio, Listelist, Line.do gibi sitelerden bahsediyorum. Özellikle Onedio, 2014'te yıktı geçti ortalığı. Herkesin çok konuştuğu, çok yazdığı bi konu; tekrar tekrar yazmanın gereği yok.
Liste formatı
Yukarıda bahsettiğim sitelerin başarısıyla, hemen her yerde listeli içeriklere rastlar olduk. Her kesimden girişimcinin iştahını kabarttı listeler, bu işin sonu nereye varacak bilmiyorum. Konu hakkındaki görüşlerim şurada.
İçerikle pazarlama
Ya da content marketing, içerik pazarlaması, içerik pazarlama; hangisi hoşunuza giderse... İçerikle pazarlamanın çokça konuşulduğu bir yılı geride bıraktık. Markalar ucundan ucundan dahil olmaya başladılar konuya. Jolly Tur Blog, Turkcell Blog, Biletix Blog, Karnaval.com gibi emek verilmiş, güzel örnekler gördük. İşi birkaç adım öteye götüren Yemek.com ise birçok markanın toplantı salonlarında "biz de mi yapsak böyle bir şey?" sorusunun sorulmasına neden oldu.
Sosyalmedya.co'nun satışı
Temmuz ayı sonlarında, kimsenin beklemediği bir haber aldık: Sosyalmedya.co, rakip olarak gördüğü Webrazzi tarafından satın alındı. Dedikodusu, geyiği uzun süre devam etti. Bana göre, her şeye rağmen Türkiye'de bir içerik sitesinin 'satın alınacak duruma gelmesi' önemli bir başarı. Devamı gelir umarım.
Öne çıkan içerik siteleri
"Devamı gelir umarım" deyince, 2014'te dikkatimi ve ilgimi çeken küçük ölçekli içerik sitelerinden bahsetmekte fayda var. Emeklerinin karşılığını alabildiklerini sanmıyorum ama iyi içerik üretiyorlar, disiplinle devam ediyorlar. 2015 onlar için daha iyi bir yıl olur umarım. Kim onlar? RaniniTV, The Magger, GerekeniYap, GeekYapar, OldMag, PlayTuşu, Ceyms...
gerekeniyap.com |
Bloglar ölüyor mu?
Yıllardır sorulan sorunun cevabı yaklaşıyor sanırım. Blog olayı tatlı bir nostalji olarak hatıralarımızdaki yerini alacak. Aynı alanda yazan birkaç blogger birleşip ortak siteye girecek. Ya da "amaan, bunun derdiyle uğraşılır mı yeaa" diye Medium.com'a akıtacak zehrini. Üç vakte kadar kapatırım ben de burayı.
Bloglar ölürse, "etkinliğimize son derece etkili 17 blogger katıldı" diye markalarını gazlayan PR şirketleri de ölür. O da ayrı mesele.
Tablet dergileri, nasıl desem...
Pek tutmadı gibi tablet dergiciliği. Basılı dergilerin tablet versiyonlarından değil, sadece orada var olan dergilerden bahsediyorum tabii. Cüneyt Özdemir'in Dipnot'u hala devam ediyor. Onun dışında da genele ulaşmış, adını duyurmuş bir tablet dergisine rastlamadım... Halbuki 3 sene önce katıldığım konferanslarda "tablet dergiciliği çok acayip geliyor, uuww çok fena" diye coşuluyordu. Atlanan nokta şu: Öncelik mecrada değil içerikte. Tablet dergi yapınca yenilikçi bir şey yapmış olmuyoruz.
Video tarafı?
NetD Yine Doğan Grubu'nun bir çabası. Güzel de programlar yapıldı ama öne çıkan şey yine Kanal D dizilerinin tanıtımları oldu.
Bikafalar, güzel röportajların, düzenli temalı içeriklerin olduğu bir projeydi. Severek izlediğimiz videolar yayınladılar ve Listelist bünyesine katıldılar. Devamını bekliyoruz.
Apartman Sohbetleri, İlker Gümüşoluk'un hazırladığı, böyle güzel sohbetlerin edildiği bir seri. Devamı gelir umarım.
Avrupa'nın en büyük online video yayıncılarından MediaKraft, 2013'ün sonlarında Türkiye'de de faaliyete başlamıştı. Yeni Youtube kanalları açtılar ve düzenli olarak yayın yapıyorlar. Bi hareket getireceği kesin.
Televizyon kanalları ve internet
"Dilediğiniz yerde dilediğiniz zamanda izleyin" temalı bir sloganla internet yayınlarını duyurmayan TV kanalı kalmadı neredeyse. Ama hala internetten sorunsuz izlenebilen kanal sayısı az.
Arşivini kullanmamakta direnen gazeteler
Nostaljinin, vintage'ın gördüğü ilgi hepimizin malumu. Sadece eski fotoğraflar paylaşan ve yüzbinlerce takipçi sayısına ulaşan Twitter hesapları da. Ama gazetelerimiz inatla arşivlerini kullanmıyor. Sebebi ne bilmiyorum... Bu açığı, "AyaktakilerOturanlar.com" gibi küçük ve samimi işler dolduruyor.
Zonguldakspor, 1983-84 / AyaktakilerOturanlar.com |
Ve tabii ki sansür
Sansürsüz yayıncılık olmaz tabii. En az basın tarihi kadar eski olan sansüre bir de internet yasası katıldı bu yıl. İşler daha da karmaşık hale geldi. Radikal de böyle bir iş çıkardı ortaya:
Peki 2015?
Türkiye'de pek bir şey değişmeyecek gibi. Ama dünya bu konuda ne düşünüyor diye merak ederseniz, bir hafta aralıksız okuyabileceğiniz kadar sağlam öngörüler var şurada:
Predictions for Journalism 2015: A Nieman Lab Series.
***
Belki buna da göz atmak istersiniz:
2014'ten reklam sektörümüze dair akılda kalanlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder