Blog: Çukurcuma Times
İsminden “Çukurcuma semtinde yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeleri ele alan siyah beyaz tabloid boy
gazete” gibi bir izlenim yaratsa da öyle değil. Gayet renkli ve İstanbul,
Helsinki, Berlin ve St. Petersburg dörtgenini merkeze alan güzel bir şehir
yaşamı blogu. Öyle ki, blogda Galata sokaklarındaki bir duvar yazısını, evde limoncella yapımını, Beyoğlu haberlerini, Firuzağa’daki bir yumurtacıyı, Dolapdere
pazarını, İstanbul hamam rehberini,
Berlin gazlı içecek rehberini ve daha nicelerini okumak mümkün.
Dergi: Hayatım Futbol
İlker Yılmaz ve Uğur Karakullukçu'nun yönettiği ve futbol bloglarından aşina olduğumuz Alper Öcal, Emre Özcan, Fırat Topal, Orhan Uluca, Salih Demirci, Ali Murat Hamarat gibi isimlerin katkıda bulunduğu bir haftalık futbol dergisi. App Store veya Android Market'ten indirilebileceği gibi, site üzerinden online olarak okumak da mümkün.
Son zamanlarda beni en çok heyecanlandıran futbol olaylarından biri olan derginin 11. sayısı yayınlandı (Nazar değmesin de hep böyle düzenli devam etsin). Ayrıca sitede futbol dünyasından son haberlere de ulaşılabiliyor.
Benim gibi, futbol konuşmayı bağırıp çağırmak sanan tv yorumcularından ve yaklaşık 170 yıldır filan aynı şeyleri yazan ulema köşe yazarlarından bıkanlar için bulunmaz bir nimet. Çölde bir vaha gibi adeta (son cümle bu akşamki UEFA Kupası maçına hazırlık mahiyetinde).
Mikroblog: Haserkek.com
"Delikanlı Türk erkeğinin internetle imtihanını belgeleyen haserkek.com, bazen popüler sitelerde rastladığı efsane yorumlarla, bazen de internetin en karanlık köşelerinden sizler için getirdiği orijinal diyaloglarla Nisan 2011'den beri yayındadır."
Sitenin yayıncılarının açıklaması bu. Bahsi geçen orijinal diyaloglar ise sosyal medya denen olgunun yapımında ve yayınında emeği geçen bütün arkadaşları "Vay arkadaş, biz nasıl bir şey yapmışız böyle" diye iç hesaplaşmalara sürükleyecek cinsten. Şöyle şeyler işte:
Portfolyo: Birol Kayrak-Küçük Şeyler
"Delikanlı Türk erkeğinin internetle imtihanını belgeleyen haserkek.com, bazen popüler sitelerde rastladığı efsane yorumlarla, bazen de internetin en karanlık köşelerinden sizler için getirdiği orijinal diyaloglarla Nisan 2011'den beri yayındadır."
Sitenin yayıncılarının açıklaması bu. Bahsi geçen orijinal diyaloglar ise sosyal medya denen olgunun yapımında ve yayınında emeği geçen bütün arkadaşları "Vay arkadaş, biz nasıl bir şey yapmışız böyle" diye iç hesaplaşmalara sürükleyecek cinsten. Şöyle şeyler işte:
- Bu kadın evliyse kocasını düelloya davet ediyorum.
- Bacaklarının üstünde sucuklu yumurta yiyeceksin bunun.
- Aysel beni ekle seninle arkadaş olmak istiyorum. Eğer kabul edersen kaplıcalarda bir hafta tatil var. Ara, bekliyorum.
- İtalyan oturuşta bi numara bu hatun zaten, bir de çilek yiyişine hayranım.
- Bu klipler yüzünden ergenlikten çıkamadım.
- Ben insan ayırd etmem, emoymuş memoymuş fark etmez. Taştan yumuşak olsun.
- Agathe için 5 çocuğumu sokağa atar, nöbetçi mahkemede boşanırım.
Aynı zamanda Eskişehir Fotoğraf Sanatçıları Derneği başkan yardımcısı olan Birol Kayrak'ın bu portfolyosunu bugüne kadar belki 50 kez ziyaret etmişimdir. "Çalışma minyatür insan figürlerinin obje, Eskişehir'in kimi ortamlarının fon olarak kullanıldığı fotoğrafları kapsamakta ve yaklaşık 4 ay süren projede 170 fotoğraflık bir portfolyoya ulaşıldı. Çekimler genellikle 50-70 mm (1,6 x) odak aralığında ve 11-16 gibi kısık diyaframlarla yapıldı. Toplam 220 adet figür kullanıldı" denilmiş açıklama olarak.
Ayrıca kendisinin Flickr sayfasında da diğer başarılı çalışmaları görülebilir.
Girişim: Feedfloyd.com
Benim gibi, internette beğendiği ve daha sonra kullanırım dediği görselleri hatırlamakta zorlanıp internet geçmişini didik didik edenler için ideal bir site. "Pick, keep, share" sloganıyla yola çıkan sitede beğendiğimiz içerikleri saklamak ve sergilemek mümkün. Bir diğer mümkün olan şey de, diğer kullanıcıların duvarlarında ilginizi çekebilecek yeni içerikler bulmak. "Ama bunun gibi başka siteler de var, neden bunu kullanayım ki?" diyenlere cevabım da "neden birbirine benzer siteler arasından, kendi ülkemizden çıkanı seçmeyelim ki!" olur.
Viral/Video: Turplar Vadisi
Aslında birkaç yıl önce çekilen ve yayınlanan bir video. Ama ne oldu nasıl olduysa son bir haftayı kasıp kavurdu. Geleneksel medyada bile "Türkiye'nin turp ihtiyacının % 70'ini karşılayan Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde turpun tanıtımını yapmak için çekilen..." diye devam eden haberlere konu oldu, çok konuşuldu. Karmaşık hisler beslediğim (sevsem mi sevmesem mi bilemedim) çalışmanın nasıl bir kafayla hazırlandığını ve belediyenin buna nasıl ikna edildiğini merak etmekle birlikte, viral peşinde koşan çoğu reklam yaratıcısının da bu konuda kafa patlattığını ve "hani marjinal bizdik" sorusunu peş peşe sorduğunu düşünüyorum. Video şuradan izlenebilir.
Sosyal Ağ Hesabı: Sosyal Pazarlama
Sosyal ağlarda çok sayıda 'sosyal medya uzmanı' var. Sosyal medyada markanızı uçurmanın 17 yolu filan gibi bol çevirili yazılar yazarlar ve bu da bende hiç güven uyandırmaz.; mesafemi korurum.
İşte, sosyal pazarlama onlardan biri değil. İlk günden beri ilgiyle takip ediyorum ve bugüne kadar tek boş paylaşamına şahit olmadım. O paylaşımlarından bazıları şöyle:
- Sosyal ağlarda etkileşiminizi sürekli yüksek tutmak
istiyorsanız, takipçilerinize sürekli fayda sağlamak zorundasınız. Markanızı cok seven biri bile ona fayda
sağlamazsanız bir süre sonra sıkılacaktır.
- Sosyal medya
ajanslarının en büyük hatası, çalıştıkları markalarda işe giremeyecek kişilere,
o markanın sosyal medya yönetimini vermek. Sosyal medya uzmanı olmak
için iyi bir pazarlama bilgisi gerekiyor. Ajanslardaki uzmanların kaçının
pazarlama bilgisi iyi durumda, tartışılır.
- Markaların Twitter'da
yaptığı yanlışlar; 1- Hedef kitlesini takibe almamak, 2- Markayı takibe
almayanları takipten çıkmak. 3- Twitter'a özel içerik üretmemek 4-
Kullanıcıları engellemek 5- Mention'ları cevapsız bırakmak. 6- Marka hakkında
yazılanları takip etmemek (monitoring).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder