Sosyal Ağ Yönetiminde 'Takipçilere Gider Yapma' Ekolü


Burada gider yapma deyiminin tuhaf kaçtığının farkındayım fakat durumu daha iyi anlatan başka bir kelime bulamadım.

Bu ekolün ilk örneğini geçtiğimiz ay Onur Air'in deprem bölgesine yapacağı yardımı duyurduğu Facebook iletisiyle gördük. Muhtemelen reklam eğitimi veren okullarda örnek olay olarak okutulacak olan bu talihsizlik üzerine sayılamayacak kadar çok haber/analiz yazıldı. Benim burada üzerinde durmak istediğim konu, takipçilerden gelen olumsuz tepkiler üzerine yapılan açıklama ve ipin ucunun büsbütün kaçışı...

"Amacı şehit ailelerine ve Van depremzedelerimize yapılacak yardımlara sosyal medyada dikkat çekmek olan kampanyamız, bunu anlayamayan bazı takipçilerimiz nedeniyle sona erdirilmiştir" açıklaması 'öfkeli kalabalık' tarafından yine anlaşılamadı(!) yarımşar saat arayla iki açıklama daha yapıldı. Aradaki sürede de bol bol yorum silindi, takipçi fırçalandı. Nihayetinde marka, yeni yeni yazılmaya başlanılan 'dijital pazarlama iletişimi tarihi'nde kendine sarsılmaz bir yer edinmiş oldu.

İkinci örnek biraz daha küçük kapsamlı. İstanbul'da bilinen bir kafe-bar (isim verip rencide etmek istemiyorum) Facebook sayfasından şu aşağıdaki ibretlik metni yayınladı.


"1-) 4 kişi limitsiz içki menu alıp 10 kişi gelerek 6 kişiyi bedavaya getirmeye çalışmamalı. Bir masadaki herkes ya limitli içki içer, ya hepsi limitsiz içki içer ya da herkes ne içerse hesaba yazılır. Yeme içmeyi bilen herkesin bilmesi gereken temel kural budur.

2-) Mcdonald's Starbucks gibi yerlerdeki alışkanlıktan olsa gerek masadan kalkarak kasa zannettiği yere 15 kişi gelerek hesap ödemeye çalışmamalı. Masada oturulan yerlerde hesap masada tek parça olarak ödenir. Böylece garsonlar sizinle fazla zaman kaybetmeden diğer misafirlere de hizmet etme şansı bulurlar.
3-) Acelesi olan bir kişiyse bu hesap istemek için illa da son saniyeyi beklememeli. Son saniyede hesap isteyip anında hesap alınamayacağı aşikardır. Çünkü o anda garson kasa zannetiği yere gelip bekleyen 15 kişiden ayrı ayrı hesap almaya çalışmaktadır belki de !
4-) Uygun fiyatların devam etmesi için tekila shot bardaklarını çantasına cebine atıp eve götürmemeli.
5-) Bir şeyden şikayeti varsa o anda müdüre gidip şikayetini söylemeli, 2 gün sonra sosyal medyada hıncını çıkarmaya çalışmamalı. Müdavimin yapması gereken işletmeyle işbirliği yapıp kötüleri tesbit etmeye çalışmaktır."


Bu yazıdan sonra, işletmeci aynı yukarıdaki örnekte olduğu gibi büyük tepki gördü. (Zira internet ortamı, her an öfkeli kalabalığa dönüşebilecek sakin insanlar barındırır) Sayfa olumsuz yorumlarla doldu, o yorumlar silindi, silindikçe daha yoğun bi şekilde yenileri eklendi, işletmeci ikinci bir açıklama yapmak zorunda kaldı -ki bu açıklamanın üslubu da bir öncekini aratmayan cinstendi. Nihayetinde söz konusu yazılar sayfadan kaldırıldı ve muhtemelen, o anda oluşan kamuoyunun hafızasının kuvvetli olmaması için dua edilmeye başlandı.

Bahsettiğim bu ekol sayesinde bir kez daha gördük ki, sosyal medya denilen ortam bir ilköğretim okulu sınıfı değildir ve bu ahaliyi yönetmek için sert görünüşlü müdür yardımcısı iyi bir seçim değildir. Müşteri 2.0 kavramını hazmedemeden Web 2.0'a el atmak da nasıl açıklanabilir bilmiyorum.

Ekleme: Elle dergisinin Facebook sayfası da "takipçilere gider yapma" ekolüne bugün (12 Aralık) hızlı bir giriş yaptı. Şöyle bir giriş:




3 yorum:

  1. biraz sert bir yazı olmuş ama.. doğru söze ne hacet.

    YanıtlaSil
  2. Elle-Türkiye hack'lenmiş sanırım. Bu kadar şuursuzluk fazla kaçar kanımca.

    Ayrıca o "cafe"nin adını duymak isterdim açıkçası. Bedavadan edep ve ahlak dersi veren bu işletme kimbilir ileride bizleri daha nasıl bilinçlendirirdi!

    YanıtlaSil
  3. @mvp07
    Bu örnekler önümüzdeki günlerde bunlara yeni örnekler eklenecektir:)

    YanıtlaSil